GİRİŞİMLERİN ARDINDAKİLER

DOU STARTUP
9 min readJun 1, 2021

#12

Bugün Türkiye’nin ilk dijital kadın asistanı Pepapp’ın kurucu ortağı EMRAH YİĞİT ile birlikteyiz. Kendisiyle kurucu ortaklık yaptığı birçok girişimden Pepapp’ın çıkış noktasına kadar konuştuğumuz samimi bir röportaj gerçekleştirdik. On ikinci sayımızın konuğu Emrah Yiğit’e davetimi kabul ettiği için çok teşekkür ederiz.

EMRAH YİĞİT

CEREN ÖZBAKIR: Biraz kendinizden bahseder misiniz? Emrah Yiğit kimdir? Ne yapar?

EMRAH YİĞİT: Ben Emrah Yiğit Mersin Üniversitesi Makine bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan çok kısa bir süre sonra çeşitli firmalarla çalıştım. Sonradan aslında bölümümün benle çok alakalı olmadığını bu işi yapmayacağıma karar verip tamamen kendimi yeni şirket kurmak yani kendi işimi yapma üzerine düşüncelere yönelttim. 1 yıl sosyal medya ve dijital pazarlama alanlarında çalıştım. Sonrasında da ilk şirketim olan Medya Şef’i kurdum. Medya Şef Türkiye’de ilk sağlık sektörü odaklı dijital medya ajansı Medya Şefte biz doktor, hastane, klinik ve diğer sağlık sektöründeki firmalara dijital pazarlama hizmeti verdik. SEO, web tasarım, yazılım, mobil uygulama geliştirme, dijital PR gibi tüm dijital pazarlama faaliyetlerini sadece sağlık sektörüne özel vermeye başladık. Ajans kurduktan yaklaşık 3 yıl sonra yavaş yavaş artık sektör mobile kaymaya başladı. Biz de dedik ki dijital dünyanın geleceği mobil, biz artık mobil uygulama geliştirmeye mobil girişimler üretmeye başlayalım. Önce tabi kendi müşterilerimize mobil uygulamalar yaptık. Tjod’a yaptık Bülent Tıraş’a yaptık derken artık dedik bir girişim kuralım ve öyle devam edelim hamilelik rehberi adında bir uygulama yaptık. Sonra dedik ki biz bir iş daha yapalım. Şu an herkesin bildiği senin de bildiğin Pepapp’ı kurduk yaklaşık 1 yıl içinde hem yatırım aldı hem de Türkiye’nin en popüler uygulaması haline de gelerek hızlı bir büyüme gerçekleştirdi. Şu an Türkiye’den her 4 kadından 1’i Pepapp kullanıyor. Aylık aktif yaklaşık 1 milyona yakın kullanıcımız var. 3–3,5 milyonda kayıtlı kullanıcımız var. Pepapp büyümeye devam ederken yavaş yavaş Pepapp’ın yan ürünlerini çıkartmaya başladık. Bunlardan biri de PepBox mutlaka onu da duymuşsunuzdur. PepBox’da yine kadınlara özel aylık fiziksel ihtiyaçlarını karşılayan sürpriz bir hediye kutusudur. Biz bir nevi Pepapp’ın online versiyonunu offline’a taşıdık. Daha sonra Pepapp yurt dışından yatırım aldı, yurt dışına şirket kurduk. Sonra Türkiye’den Erdem Yurdanur ve Bensu Soral’dan yatırım alarak Pepapp büyümeye devam etti. Şu an da yeni özellikler getirerek yurt dışına açmaya planlıyoruz. Pepapp’ın şu an hamilelik modu yayında hem adet dönemi hem de hamilelik takvimi olarak yoluna devam ediyor. Ancak Pepapp’daki asıl hedefimiz ve vizyonumuz Pepapp’ı bir gün dijital kadın asistanı haline getirebilmek her kadının cebinde bulundurabileceği onu anlayan onunla konuşabilen her ihtiyacını karşılayabilen bir asistan haline getirebilmek gibi planlarımız var. Onun dışında benim son zamanlarda da farklı farklı girişimlere kurucu ortaklığı yaptım. Pepapp’ın 3.- 4. yılında aslında Pepapp’ın da içine koymayı planladığımız Doktorderki adında bir girişimi kurdum. Doktorderki de birebir doktorlara soru sorduğunuz mobil uygulama üzerinden bir girişim Doktorderki’yi de bir süre büyüttükten sonra yavaş yavaş artık kendi çatı şirketimizi kurmaya karar verdik. Bu ne demek ben tabi kişisel olarak 5–6 girişimin kurucu ortağıyım ama aynı zamanda Türkiye’de biri uluslararası olmak üzere 3 farklı girişimcilik programlarından mezun oldum. Yurt dışına şirket kurmuş kapatmış birçok girişimine yatırım almış aslında seri girişimciyim diyebilirim. Bunun yanında aslında çatı şirket dediğimiz Atik’i kurduk. Atik şirketi şu an aslında girişimciler arasındaki üç büyük problemi çözüyor. Bunlardan biri ekip kurma, ikincisi finans, üçüncüsü de aslında bir projenin hayata geçirilmesindeki temel zorluklar. Biz atik olarak aslında hem kendi içimizde bir proje üretebiliyoruz hem dışardan bir girişimi alıp bir girişimciye sahiplendirebiliyor hem de elimizdeki girişimcilere bir proje ürettirip hayata geçirtebiliyoruz. Bunlardan ilki Vegusta oldu. Vegusta şu an Atik’in yani bizim girişimlerimizden bir tanesi Vagusta da aslında tamamen veganlara özel %100 vegan ürünlerle yapılmış kapıya paket yemek servisidir. Yakın zamanda da vegan marketi hayata geçirdik. Vegan markette de vegan reçeller, erişteler, el yapımı vegan içli köfteler, lahmacunlar gibi yakın zamanda da vegan çikolatayı da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Vagusta da bir hafta önce bir yatırım aldık ve Türkiye şirketini kurduk Vegusta da bu şekilde hayata devam ediyor. Onun yanı sıra gündemde kripto paralar var. Kripto paralarla ilgili bir bot yazdık. Bu botla aslında size kripto paraların anlık hareketlerini söylüyor. Yani 15dk- 1saat-4 saat içinde nereye inip, nereye geleceğini vs. gibi konularda sizi bilgilendiriyor. Şu an ürünleşme aşamasında yakın zamanda onunda hem mobil hem de web site versiyonunu çıkarıyor olacağız. Atik çatısı altında hala proje yönetmeye devam ediyoruz. Atik çatısı altında bir girişimcinin ekip sorunları yüzünden veya finansal sorunları yüzünden devam ettiremediği girişimleri sahipleniyoruz veya tamamen Atik çatısı altında bir proje üretip onu kendi içimizde yönetiyoruz. Emrah Yiğit aslında bu ve bunları yapıyor.

CÖ: Pepapp ismi nereden geliyor?

EY: Pepapp ismi aslında İngilizcedeki “pep me upp” , “let pep upp”dan geliyor. Eğlendir beni, hadi ortamı neşelendir gibi aslında İngilizce bir terimden geliyor. Biz aslında oradaki upp’u app yaptık bunu da Pepapp diye birleştirdik. Pepapp’ın yaptığı şey bu ortama neşe veren, kadınları eğlendiren, mutluluk saçan bir uygulama, Pepapp ismi buradan geliyor.

CÖ: Girişiminizi kurarken hangi soruna çözüm bulmak istediniz? Bu sorunu nasıl farkına vardınız?

EY: Kadınlar aslında adet dönemlerinde çeşitli duygusal ve fiziksel değişimler yaşıyor. Moral bozukluğu, duygu durumu değişikliğinden dolayı motivasyon eksikliği ve aynı zaman da asıl problem olan adet günlerini unutuyorlar ve aynı zamanda hamile olmak isteyen bireylerde doğurganlık dönemlerinin ne zaman yüksek olduğunu bilmiyorlar. Bunu tabi sürekli forumlarda veya internet sitelerinde görebilirsiniz. Ne zaman ilişkiye girmeliyim, ne zaman hamile kalırım gibi sorular sürekli doktorlara soruluyor. Pepapp tüm bu problemlere çözüm aslında ne zaman adet olacağınızı, kaç gün kaldığını, hangi gün ilişkiye girmeniz gerektiğini, bu dönemlerde yaşadığınız duygusal değişimlerin neler olduğunu, moraliniz bozuksa size moral veren, motivasyonunuz düşükse sizi motive etmek için çeşitli şeylerle gününüzü güzelleştiren ve aynı zaman size tüm bu regl döneminde tüm bilgileri barındıran bir uygulamadır.

CÖ: Sizce Pepapp’ı hedeflediğiniz konuma getirebildiniz mi? Gelecek hayalleriniz var mı?

EY: Hiçbir girişim hiçbir zaman hedeflediği konuma gelmeyecektir. Çünkü her girişimcinin hayali bir gün girişimini çok fazla büyütüp globalde de ismini duyurup bir şekilde çıkış yapıp satmaktır. Şu an Peppp istediğim noktaya gelemedi. Evet Türkiye’de şu an en çok kullanılan, en popüler uygulamalardan bir tanesi ancak Pepapp hayal ettiğimiz yolun yarısında bile değil.

CÖ: Baktığımızda Pepapp’ın içeriğinin Türkiye’de ilk olduğunu biliyoruz ama globalde rakipleri var mı?

EY: Evet dediğim gibi globale açılmak aslında her girişimcinin hayalidir. Tabi globale açılmak demek hadi biz uygulamanın dillerini yaptık, dilini geliştirdik globale çıktık demek değildir. Gideceğiniz ülkeye ya da coğrafyayı mutlaka incelemeli araştırmalı ve kültürünü öğrenip ona göre hareket etmek gerekiyor. Biz daha yeni yeni lokalize olmaya başladık Türkiye’de yakaladığımız başarının aynısını yurt dışında yakalayamayabiliriz. Türkiye’deki kadınları tanıyoruz, ihtiyaçlarını biliyoruz, çokça gözlemleyip dinliyoruz. Biz yavaş yavaş lokalizasyon işlemlerine başladık. Hedefimizde öncelikle ana dili İngilizce olan ülkeler var bu ülkelerin şu an kültürlerini araştırmaya, hedef kitlemizi araştırmaya ve anketler yapmaya başladık. Bir sonraki pazarımız ise İspanyolca konuşan ülkeler olacak. Güney Amerika ya da İspanya olacak. Orada da şu an İspanyolca iki farklı şekilde konuşulduğu için oranın da şu an lokalizasyon çalışmaları devam ediyor. Şu an Pepapp globale açıldı mı? sorusuna ise evet açıldı diyemem.

CÖ: Hiçbir işin ya da hiçbir konunun cinsiyeti olmadığını düşünüyorum ama maalesef hala bizden farklı görüşte insanlar var. Siz Pepapp’ı bir erkek olarak kurarken dışarıdan olumsuz yönde tepkiler aldınız mı?

EY: Hayır aksine insanların hoşuna gidiyor, komik geliyor. Google’a en çok sorulan sorulardan biri “Pepapp’ın kurucusu kimdir?” insanlar merak ediyor ve karşılarına bir erkek çıkınca şaşırıyorlar. Şaşkınlıkla beraber ise seviniyorlar. Tabi bunun kadını veya erkeği yok. Bu bir kadının aklına gelip, o da kurabilirdi. Biz sadece sağlık sektörü odaklı iş yaptığımız ve çok fazla jinekologla içli dışlı olduğumuz için bu sorunu daha yakından gördük ve buna doktorlarla beraber çözüm ürettik. Yani ben kafama göre böyle bir problem var şöyle yapalım, böyle yapalım demedim. Etrafımızda bir sürü jinekolog, doktor ve hastane vardı. Hepsiyle tek tek toplantılar yaptık. Neler olabilir, ne yapabiliriz vs. diye oturup konuştuk. Kendi vizyonumuzu da kattık. Farklı olalım, insanlar bu uygulamayı sevsinler, duygusal bağ kuralım, ihtiyaçlarını giderirken bir yandan da sevindirelim ve eğlendirelim istedik. Aslında Pepapp hepsinin birleşimi sonucunda çıktı.

CÖ: Girişimizin herhangi bir noktasında kritik bir hata yaptınız mı? Yaptıysanız bu olayla nasıl başa çıktınız? Böyle bir durumda nasıl davranılmalı?

EY: Aslında yaptığım en büyük hatalardan biri çok kısa sürede yatırım almam oldu. Pepapp daha marketlerde bile yokken bir yatırım teklifi geldi ve ben bu teklifi kabul ettim. Pepapp’ın çok büyük bir oranını verdim. En büyük yaptığım hata buydu ve buradan girişimcilere tek önerim girişiminizi kurar kurmaz direkt ilk yatırımı bilinçsizce, bilgisizce ve cahilce diyeceğim buna çünkü ben cahillik yaptım o zamanlar bu kadar bilgim yoktu ve biri yatırım yapmak istediğinde birden bire gaza geliyorsunuz, hemen atlıyorsunuz. Yanlış olmasın ama Pepapp’ın yarısını ben bu yatırımcıya vermiştim. Sonradan çok büyük bir hata olduğunu fark ettim. Bir şekilde biz o yatırımcıya verdiği parayı geri ödeyerek çıkarabildik.

CÖ: Bir ekibiniz var mı? Doğru insanları işe almakla ilgili neler söyleyebilirsiniz? Sizin bu konuda ne gibi olumlu ya da olumsuz tecrübeleriniz oldu?

EY: Elbette çok insan girdi çıktı hayatıma, ekibime, şirketime doğru insanı bulmak konusunu ben de çok araştırdım. Hatta çok üst düzey İK yöneticileriyle konuştum. İşe alım uzmanlarıyla görüştüm. Ne tarz insanları işe alıyorsunuz, nasıl karar veriyorsunuz, bu kişinin iyi olup olmadığı tam olarak hangi konularda hangi sorularda ortaya çıkıyor… Çok fazla araştırma yaptım ve genelde aldığım cevaplar zaten global bir ortalamaymış. Bir ekip üyesinin size faydalı çıkma oranı %50 yani bu yazı tura atmak gibi, siz birini işe aldığınızda o kişi ya iyi çıkar ya da kötü çıkar. Bu biraz sizin şansınız ya da bilginiz doğrultusunda o yüzden doğru insan hakkında bir şey diyemem. Bu ekipte tabi ki çok sevdiğim hala 10 yıldır çalıştığım ortaklarım var. Hatta ekipte çocukluk arkadaşım var, tüm şirketlerimde de (Medya Şef, Doktorderki, Atik, Vegusta) ortağımdır. Onun yanı sıra Medya Şefte de birlikte çalıştığımız ve hala devam ettiğim Pepapp’da da ortaklık verdiğim ekip üyelerim var. Benim bu insanlarla artık kimyam oluştu, hem motivasyon seviyelerimiz aynı hem de aynı inanç uğruna çalışıyoruz. Pepapp yaklaşıp 16 kişilik bir ekip yaklaşık 6 tanesi de Pepapp’a ortak.

CÖ: Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Çalışma enerjinizi ve motivasyonunuzu nasıl ve nereden sağlıyorsunuz?

EY: Eskiden sorulsa bu soruya gerçekten 24 saat derdim ama bu kadar çok projeyle uğraşmama rağmen 24 saat diyemem. Aslında o haftaki iş yoğunluğuma ve motivasyonuma bağlı olarak çalışma sürem değişiyor. Genelde sabah çok erken kalkarım. 07:00–07:30 gibi mutlaka kalkar spor yaparım. Spor beni motive ediyor. Spor yaptığım zaman kendimi daha dinç ve mutlu hissediyorum, bu da benim işime yansıyor. İş zamanında da düzenli olarak yeni bir haber, yeni bir özellik, yeni heyecanlı bir şey çıktığında biraz daha motive olup işe dört elle sarılıyorum ama gerçekten sosyal hayatım, özel hayatım maalesef iş hayatıma yansıyor bunun bir türlü önüne geçemiyorum. Bununla ilgili meditasyon yapıyorum, psikolojik destek de aldım ama bir şekilde sosyal veya özel hayatımın işle olan ayrımını yapamıyorum. O yüzden benim için o taraf biraz zor. Ne kadar çalışıyorsunuz sorusu ise bilgisayar başında oturmak çalışmak değil benim için. Ben sürekli düşünüyorum bu sebeple günün büyük bir bölümünü çalışarak geçiriyorum.

CÖ: Bizimle paylaşabileceğiniz bir hayat mottonuz var mı?

EY: Birçok şey var aslında ama bence hayatta her şey sabrederek ve mutlu olarak geliyor. Siz sabrettiğiniz sürece sabreden derviş muradına gün sonunda gerçekten eriyor. Ne zaman pes ederseniz o zaman hayat size tam tersini yaşatmaya başlıyor. Bunu çokça yaşayarak ve deneyimleyerek öğrendim ben ama her zaman gün sonunda sabrettiğim için bugün sahip olduğum birçok şeyi sabrıma ve motivasyonuma borçluyum.

CÖ: Genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?

EY: Cesur olun, risk almaktan korkmayın, başkalarının sizin hakkında ne dediği veya başkalarınızın işiniz hakkındaki yorumlarını dinleyin ama yine kendi iç sesinizi kendi motivasyonunuzu ve cesaretinizi kullanın çünkü siz daha çok gençsiniz daha önünüzde çok uzun yıllar var. Bol bol hata yapmaya çalışın hatasız hiçbir şey olmuyor çünkü her hata sizlere süper bir deneyim ve tecrübe olarak geri dönüyor. İleride çok daha işler yapabilmeniz için bugün ki hataları yapmalı, bugün ki üzüntüleri yaşamalı, bugün ki insanları kaybetmelisiniz ki ilerde çok daha başaralı işler yapabilesiniz. O yüzden hiçbir şeyin doğru zamanı yoktur, doğru zaman o andır. O an aklınıza geleni harekete geçirmek için elinizden gelen her şeyi yapın. Bu hızlı bir şekilde para harcamakta olabilir, çok çalışmak, ürünü sabaha kadar üretip hızlıca piyasaya sürmekte olabilir. Dışarıdan size çokça eleştiri gelecektir belki size inanmayacaklardır, belki aileniz bile destek olmayacaktır, parasız kalacaksınız, size bazen bir yerde çalışıp maaş almak çok daha cazip gelecektir. Aklınızı çelecekler ama gün sonunda siz kendi iç sesinizi dinleyin eğer iç sesiniz size ben bir şirket kuracağım, ben gerçekten bir yerlere geleceğim, işimi büyüteceğim diyorsanız öncelikle sabredeceksiniz çok fazla engelle karşılaşacaksınız ama unutmayın ki başarıya giden hiçbir yol çiçekli değildir.

RÖPORTAJ: CEREN ÖZBAKIR

--

--